Meyvesi boya maddesi olarak kullanılan cehri bitkisi, 19. yüzyılda Anadolu’da yaygın olarak yetiştirilmekteydi. Bitkinin yetişmesi açısından doğal şartların çok uygun olduğu Kayseri yöresi ise o dönemde Anadolu’da cehrinin en iyi kalitede ve en çok üretildiği yöre idi. Üretilen cehrinin bir bölümünün satışı ülke içinde yapılırken büyük kısmı, başta İngiltere olmak üzere tekstil endüstrisinin gelişmiş olduğu çeşitli Avrupa ülkelerine uzun yıllar ihraç edilmiştir. 19. yüzyılda üretilip ticareti yapılan cehri, Kayseri halkı için büyük bir gelir kaynağı idi ve bu yönüyle de yöre ekonomisi açısından önemliydi.
Anadolu’da Hititler döneminden beri bazı bitkiler boya maddesi olarak kullanılmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde bitkilerin boyar madde olarak kullanılması çok artmıştır. Bu dönemlerde boyar madde elde edilen bazı bitki türleri yetiştirilerek, sağlanan ürünler büyük miktarlarda dış ülkelere satılmıştır.Bu bitkilerin en önemlilerinden birisi olan cehri, Derleme sözlüğünde ufak boncuk şeklinde meyveleri olan ve boya yapmakta kullanılan yabani ağaç olarak tanımlanmıştır.Cehri Rhamnus (Rhamnaceae) 3 metre kadar yükselebilen dikenli bir ağaççıktır. Kışın yapraklarını döker. Bu bitkinin meyveleri 6-7 mm çapında, esmer yeşil renkli, tüysüz ve iç kısmı parlak sarı renkli taneler halindedir. Anadolu’da 20 den fazla Rhamnus türü bulunmaktadır.En çok rastlananı Rhamnus tinctoria’dır. Ticari madde olarak bir zamanlar uluslararası piyasada önemli bir rol oynayan cehrinin pek çok ismi vardır. Anadolu’da değişik yörelerde, cehri, sarı boya, sarı tane, altın ağacı, boyacı dikeni, cehni, cehil, çehri, çihri olarak adlandırılmaktadır.Ayrıca yabancı dilde: graines de Perse, graines d’Avignon, Persan berries, yellow berries olarak bilinmektedir.
Cehri de bulunan boyayıcı maddenin esası, kuversetinin monometileteri olan ramnetindir .Cehri, botanik bilimi açısından vejetasyon coğrafyası özellikleri yönünden ekonomik bakımdan tarımsal açıdan endüstri bitkisi olması nedeniyle kimyasal özellikler yönünden ve tıbbi yönden araştırılıp, incelenmiştir. Ayrıca bu konuda ansiklopedik bilgiler de mevcuttur .Cehrinin Kayseri’de üretim ve ticareti ile ilgili olarak da çeşitli kaynaklarda bilgiler bulunmaktadır.Kayseri ile ilgili yazılmış pek çok kaynakta cehri konusunda birkaç cümlelik ifadelere rastlamak da mümkündür.
CEHRİNİN YETİŞME KOŞULLARI
Cehri bitkisi için, step ikliminin hakim olduğu volkanik yöreler en uygun doğal yetişme koşullarına sahiptir. Bitkinin yetişme alanı ile volkanik III. Zaman (Neojen) arazisi arasındaki ilişkiye dikkat eden ünlü bilgin P.de Tchihatcheff, 1850 yılında yazdığı bir makalede “Anadolu’nun basit bir jeoloji haritası, memleket için bir gün büyük bir zenginlik kaynağı olacak bu boya bitkisinin yetişmesine elverişli yerleri gösterir” demiştir.Özelliği itibariyle, pek arsız olduğundan ekin yetişmeyen ince taşlı, bayır yerlerde de pek alâ cehri yetişmektedir . Boya maddesi, cehrinin meyvesinden elde edilir. Cehri, yabani olarak yetişebildiği gibi, eskiden aşılanarak ya da çelik dikmek suretiyle cehrilik oluşturulurdu. Yabani bitkiler aşılanıp bakılırsa güzel ürün verirlerdi. Dikilmiş bir fidan üçüncü yılda ürün vermeye başlar fakat üç yıl daha geçtikten sonra, eğer aşılanamaz ise ürün vermez olurdu. Bazı yıllar bitkinin çiçek düşürüp meyve vermediği veya meyvesinde boya maddesi bulunmadığı görülürdü. Bununla beraber cehri, yetiştiricileri için önemli bir zenginlik kaynağı teşkil ediyordu ve birkaç hektar cehri dikili arazi, sahibine varlık sağlıyordu. Ağaç alçak yerlerde mayıs ayına doğru çiçeklenir, güney kesimlerde haziran sonundan itibaren, yüksekçe yerlerde ise ağustosta meyvesi toplanırdı. Toplama işleri kadın ve çocuklar tarafından yapılır ve bu vesile ile, büyük üretim bölgelerinde şenlikler yapılırdı. Toplama için yere bir örtü serilir, dallar ya silkelenerek ya da bir sopa ile vurulmak suretiyle meyveler düşürülür, bazen de elle koparılır, renginin herhangi bir olumsuz etkiye maruz kalmaması için güneşten korunarak gölgelik ve rüzgarlı bir yerde 15 gün kadar kurutulmaya bırakılırdı. Kurutulan meyveler ağırlıklarının üçte biri kadarını (veya yarısını) kaybederler. Meyveler toplandığı sırada yeşil renkte olup kalitesi büyüklüğüne göre değişir.Bitkinin verdiği ürün ağaçtan ağaca, bölgeden bölgeye, yıldan yıla çok değişiklik gösterir. Geçmişte bir ağaçtan alınan taze ürün 6 okka ile 1 okka arasında (1 okka =1283 gram) oynayabiliyordu. Bir ağaç tam olarak meyve verdiğinde 6 okka verebilmekte, fakat bazen bu 1 okkayı geçmezdi. Yetişme koşullarının uygun olduğu mevsimlerde, verimli bir ağaç ortalama 3 okka civarında meyve vermekteydi.
BOYA MADDESİ OLARAK CEHRİNİN ÖZELLİKLERİ
Cehrinin hammadde olarak Anadolu’da ki kullanımının tarihi bir hayli eskidir. Yerel boya sanayisi, dokumacılık ve halıcılığı bu madde ile beraber diğer 102 boya bitkilerinin desteklediği bilinmektedir. Cehrinin yetişme alanlarının, genellikle, halı ve dokuma sanayinin geliştiği yerler olması bir rastlantı değildir.Nitekim, cehri 15.-16. yüzyıllarda Kayseri ve çevresinde konar göçer Türkmenler, Rum ve Ermeni dokumacılar tarafından kullanılmaktaydı.Osmanlı döneminde Kayseri’nin yanı sıra Edirne, Bursa, İstanbul, Tokat, Konya gibi merkezlerde boyacılık sanatı çok gelişmişti. Başta cehri olmak üzere Anadolunun hemen her tarafında ceviz, derici sumağı, kök boya, mazı meşesi, nar kabuğu, hava civa, kızılağaç, sütleğen, boyacı sumağı, kadın tuzluğu gibi pek çok boya bitkisi halı iplerinin boyanmasında kullanılıyordu (Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, 1959: 24-25). Kayseri halılarının yünlerinin boyanmasında, geçmişte bu vb. maddelerden yararlanılırken, günümüzde sentetik boyalar kullanılmaktadır. Dolayısıyla halılar geçmişte bugünkünden çok daha değerli idi. Halıcılıkta temel renklerin elde edilmesinde doğal boyalar -bunların içinde cehri de bulunmaktadır- Kayseri’de halen Yahyalı halılarında kullanılmaktadır.Çeşitli mordanlar yardımıyla yünü sarı-yeşil renklere boyayan cehri de Rhamnetin, Xanthorhamnetin, Rhamnazin, Quercetin isimli boya maddeleri mevcuttur. Cehrinin boyama olgunluğuna erişmiş yani yeşilimtrak sarı renk almış meyveleri kurutulduktan sonra ya doğrudan doğruya veya ezildikten sonra su ile kaynatılırsa, bünyesinde bulunan boyar maddeler suya geçer. Bu su süzülerek boyamada kullanıldığı gibi, buharlaştırılarak boyar maddelerin ekstraktları da elde edilmek suretiyle boyacılıkta kullanılır. Cehri, yeşil boyaların altına astar olarak kullanılan ve birçok boya ile karıştırılarak, yeni renk boyaların da elde edilmesinde kullanılan doğal bir maddedir. Cehrinin boyar maddelerinden şap, göz taşı, kara boya, yemek tuzu, bikromat, kireç, kalay tuzları ve taneli maddeler gibi çeşitli mordanlar kullanılarak sarı, yeşil, bej, haki renkli boyalar elde edilmesi de mümkündür. Geçmişte bu karışıma az miktar Türk kırmızısı (Sülfane Hintyağı) katılarak pamuk ipliği de boyanıyordu Cehriden elde edilen renklerin çoğu çeşitli dış etkilere karşı dayanıklı oldukları gibi üzerinden geçen zaman etkisiyle koyulaşarak canlılık kazanmaktadır.
19. YÜZYILDA ANADOLU’DA CEHRİ ÜRETİMİ
Cehrinin doğal yetişme alanı, coğrafi bakımdan uygun koşullara sahip İç Anadolu stepleri olmakla beraber, bitkinin üretimi bu sahanın dışına taşmıştır. Tchihatcheff’in de işaret ettiği gibi, Konya–Kayseri arasındaki volkanik III. Zaman arazisi, cehri bitkisinin en fazla geliştiği kesimdir. Bu alan kuzeyde Boyabat, güneyde Maraş-Gaziantep’e kadar uzanır, batıda Afyon-Uşak (birkaç yerde daha batıya doğru), doğuda Elazığ çevresine ilerler. Bu sınırlar içinde bitki, volkanik 103 arazi üzerinde kümelenmiş durumdadır. 19. yüzyıl sonlarında yayımlanmış bir eserde cehrinin “Konya vilayetinin Niğde, Ereğli, Konya, Karaman, Akşehir, Karapınar kazalarında ve Ankara Vilayeti’nin Kayseri, Ürgüp, Nevşehir, Ankara kazalarında ve Halep Vilayeti’nin Ayıntab (Gaziantep) Kazası’nda ve Sivas Vilayeti’nin Amasya, Çorum, Lâdik, Köprü (Vezirköprü), Mecitözü, Erbaa, Zile, Tokat kazalarında ve Kastamonu Vilayeti’nin Boyabat, İskilip kazalarında” çok olarak yetiştiği kaydedilmektedir.Bu dönemde cehrinin Anadolu halkı arasında boya maddesi olarak kazanmış olduğu şöhret, onu geniş bir ticaret konusu haline getirmiştir. Başta Kayseri olmak üzere, Konya, Ankara, Tokat, İzmir, Samsun ve Mersin, bu ticaretin başlıca merkezleri idi.Yukarıda da değinildiği gibi, Kayseri yöresinin ünlü halıcılığı ve civarındaki dokumacılık merkezleri bu faaliyetleri her şey den önce cehriye borçluydular. Tokat’ın yüzyıllarca süren boyacılığı, bir taraftan İzmir’den gelen kök boya, öte taraftan Kayseri’den gelen cehri ile beslenmekteydi. Bununla beraber, cehri ticareti dış ticaret alanında da önem kazanmış bulunuyordu.Cehrinin önemi 19. yüzyılda başta İngiltere olmak üzere Fransa, Hollanda ve Almanya’da tekstil sektöründe boya ham maddesi olarak kullanılması nedeniyle artmıştır. Bu bitkinin meyvesinden elde edilen sarı, yeşil renkteki doğal boya, ipekli ve pamuklu kumaşların boyanmasında kullanılıyordu. Bu nedenle yurt içinde kullanılmasının yanı sıra başta İngiltere olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerine de ihraç edilmekteydi.
19.YÜZYILDA KAYSERİ’DE CEHRİ ÜRETİMİ
19. yüzyılda Anadolu’da cehrinin en çok ve en iyi kalitede yetiştiği yöre Kayseri çevresi idi. Burada yetişen türler arasında en kalitelisi ve boyaca zengini Tokluoğlu ve Sarı Bursa denilen cehrilerdi. Kayseri’de yetişen cehrinin diğer yörelere göre kaliteli oluşu, bitki için gerekli ekolojik şartların uygunluğundan kaynaklanmaktadır. Zira, Kayseri yöresinin step iklimine sahip olmasının yanısıra, volkanik alanlar üzerindeki kumlu topraklar ile ova tabanındaki alüvyal toprakların varlığı, bu bitkinin yetişmesi açısından en uygun koşulları oluşturmaktadır. Bu durum, yörede yetişen cehrinin kalitesinin başka yerlerde yetişenlerden üstün olmasını sağlamıştır. Nitekim 19. yüzyılda özellikle İngiltere’nin Kayseri cehrisine olan talebinin temelinde bu yatmaktadır.Cehri 19. yüzyılda Kayseri Sancağı içinde şehirde, kaza ve köylerde geniş bir alanda yetişmekteydi. Şehrin çevresinde, geniş plantasyonlar bulunmaktaydı.Talas civarında, Ali Dağı’nın yamaçlarında dahi cehrilikler bulunmaktaydı. Hamilton, bu bitkinin Anadolu’nun (kendi deyimi ile Küçük Asya’nın) büyük bölümünde yabani halde yetiştiğini, Kayseri çevresinde ise nereye 104 gidilirse gidilsin kültür bitkisi olarak yetiştirildiğini ifade etmiştir .Kayseri’de verimli bir mevsimde cehrinin toplam üretiminin 350.000 okka olduğu tahmin edilmektedir. Bazen bu rakam 500.000 okka kadar olmuştur. Bu durumda bir yıl sonraki rekolte daha az olmakta 200,000 okkayı geçmemektedir. Bu ürünün ülkedeki yıllık toplam üretim miktarının 2/3’ünün Kayseri yöresinden karşılandığı tahmin edilmektedir.19. yüzyılda cehrinin Kayseri’deki üretimi ile ilgili en önemli bilgiyi Temettuât Defterlerinden almak mümkündür. Kayseri Temettuât Defteri’ndeki bilgiler gerek şehirde ve gerekse kaza ve köylerde yaşayanlara ilişkindir. Defterde Sancak dahilindeki vergiye esas gayrimenkuller olan, ev, tarla, bağ, bahçe, cehrilik vd. şeklinde kaydedilmiş, daha sonra her hanenin reisinin adı yazılarak altında ödeyecekleri yıllık “temettu vergisi” belirtilmiştir.19. yüzyılın ortalarında Kayseri’de cehri üretiminin ne derece yaygın olduğunu görmek için bu defterdeki kayıtlara bakmak yeterlidir. Zira, defter incelendiğinde, hane, dükkan, çeşitli zanaatlara ait işyerlerinin yanısıra tarımsal araziler olan tarla, bağ, bahçe gibi gayrimenkullerin dışında “Cehrilik” ler ayrıca yazılmıştır ve kayıtlarda cehriliklerin tarımsal arazi türleri içinde sayıca önemli bir yer tuttuğu anlaşılmaktadır. Defterde cehriliklerle birlikte diğer mülklere ait ölçüler belirtilmemiş, sadece vergi miktarları yazılmıştır. Bu bakımdan 3085 adet cehriliğin toplam yüz ölçümü hakkında kesin bir şey söylemek olanaksızdır. Bu konuda ki verileri topluca görebilmek bakımından üç cilt halinde yayımlanmış olan ve 1222 sayfadan oluşan Kayseri Temettuât Defteri tümüyle taranarak, şahıslara ait cehrilikler şehirde mahalleler bazında, köylerin tümünde ise köy bazında özet bir şekilde tablolaştırılmıştır..
19. YÜZYILDA KAYSERİ’DE CEHRİ TİCARETİ VE EKONOMİK ÖNEMİ
Cehri, Kayseri yöresinde özellikle 19. yüzyılın ortalarında, halkın başlıca gelir kaynaklarından biri durumundaydı. Kayseri yakınlarında Hacılar köyü (bugünkü Hacılar İlçesi) vaktiyle gelirini sadece cehriden sağlıyordu.Çünkü Hacılar, engebeli volkanik arazi yapısına sahip, tarım toprağının yetersiz olduğu bir yerleşmedir. Cehri, çiftçiler tarafından toplandıktan sonra Ermeni tüccarlar tarafından okkası 6 veya 8 kuruşa satın alınmakta ve İzmir’e satılmaktaydı. Avrupa pazarlarında büyük talebi olan bu ürün Kayseri’ye önemli bir gelir getirmekteydi.Osmanlı ülkesinde cehrinin ana kaynağı Kayseri idi. 1840’ların başında, Kayseri ve çevresinde 450 ton civarında üretim yapılmıştır. Bu rakam 1841’de yaklaşık 350 ton, 1842’de 480 ton, 1843’te 500 ton, (£50,000 değerinde), 1849’da 400 ve 1850’de 560 ton olmuştur. 1843’te büyük bölümü İngiltere’ye ihraç edilmek üzere 300 ton cehri gemi ile nakledilmek için İzmir’e gönderilmiştir.19. yüzyıl başlarında İzmir, Anadolu’nun Avrupa’ya yönelik tek ihracat limanı durumunda olduğu için, Kayseri’den başta İngiltere olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç edilen cehri, İzmir Limanı’ndan sevk edilmekteydi. İzmir Limanı’ndan ihraç edilen ürünleri ve cehrinin bu ürünler içindeki yerini görmek açısından aşağıdaki tablo düzenlenmiştir.
1834 yılında İzmir Limanı’ndan yaklaşık 218 ton cehri ihraç edilmiştir. Bu yılda Kayseri’de üretilen cehriye ilişkin kesin rakam olmamakla birlikte gerek 1843 yılında ihraç edilmek üzere İzmir’e sevk edilen 300 ton cehri ve gerekse takip eden yıllara ilişkin üretim rakamları dikkate alındığında, 1834 yılında İzmir Limanı’ndan ihraç edilen cehrinin tamamının olmasa bile büyük bölümünün Kayseri’ye ait olması kuvvetle muhtemeldir. Bir başka önemli nokta ise ihraç edilen diğer ürünlerle miktar ve değer bakımından bir karşılaştırma yapıldığında, cehrinin mevcut ürünler içinde önemli bir yere sahip olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Kayseri’de yetişen cehrinin ticaretinde, şehrin ticari yapısının da önemli bir yeri vardır. Zira Kayseri, tarihi boyunca sürekli biçimde, geniş alanlarla ilişki içindeki bir ticaret merkezi olmuştur. Nitekim bu durumu 19. yüzyılda İngiltere için hazırlanan konsolosluk raporlarında görmek mümkündür. 26 Şubat 1842 tarihinde Henry Suter tarafından İngiltere için hazırlanan genel bilgilere ilişkin ve 1848’de “Kayseri’nin Ticaretine İlişkin Rapor”da, Kayseri’nin eskiden beri Küçük Asya’nın (Asia Minor) önemli bir ticaret merkezi olduğu belirtilerek, halkının ticari uğraştaki girişimciliğinden ve zekasından övgüyle sözedilmektedir. Çevresindeki alanlarla, Erzurum,Tarsus, İstanbul ve İzmir ile ticarette önemli bir yere sahip olduğu vurgulanarak, İzmir’le olan ticari münasebetin özellikle ihracatla ilgili olduğu ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra tüccarların Avrupa ile direkt ilişkileri olduğu ve Trieste’de, Akdeniz pazarlarında ve hatta İngiltere’de kendi temsilcilikleri veya kuruluşlarının olduğuna ilişkin bilgi verilmektedir.1849 da İngiltere tarafından İngiliz Konsolosluklarına gönderilen sirkülerde, onların alanı içindeki İngiliz, Fransız ve Amerikan ticaret acenteleri hakkında ayrıntılı bilgi istenmiştir. Cevaplarla ilgili olarak aşağıdaki tablodan bilgi edinmek mümkündür. Bu dönemde Amerikan ticaret acenteleri İzmir’de üç ve 115 İskenderiye’de bir tane olmak üzere yalnızca dört tane idi. İyonya’ya yahut İngiliz yönetimi altındaki Malta’ya ya da himaye altındaki alanlara ait acenteler, diğer rakamlara ek olarak parantez içinde belirtilmiştir.
Kayseri’de cehri üretimi ve ticareti ile ilgili önemli bir kaynak da 1878 Berlin Antlaşması ve Kıbrıs Konvansiyonu sonrasında Britanya İmparatorluğu’nca Anadolu’da görev yapmak üzere oluşturulan “Askeri Konsolosluklar” örgütlenmesinin Kayseri kısmına aittir. Bu çerçevede 1879 yılında Kayseri’ye atanan Teğmen Ferdinand Bennet, Kayseri’de altı ay geçirmiş ve bu sürenin sonunda bir rapor hazırlamıştır. Bennet raporunu hazırlarken Osmanlı makamlarından ve kentin önde gelen tüccarlarından da yararlanmıştır. Bennet, Kayseri Sancağı hakkındaki raporunda sancağın vergi durumuna ilişkin kayıtlara da yer vermiştir. Burada sırasıyla; Aşar, “Emlak” gelir vergisi, askerlikten muafiyet vergisi (Bedel-i Askeri), “ağnam” (koyun ve keçi vergisi) ve şarap ve ispirtolu içkilerden bahsettikten sonra 7. sırada “ “Kitre” (geven zamkı) ve sarı cehriden de öşür alınır. Bu da iltizama verilmektedir ve bu yıl sarı cehri 141.000 kuruş hasılat getirmiştir.” şeklinde ifadeye yer vermiştir. Rapordaki “Maliye İdaresi” başlığının altında şu bilgi yer almaktadır: “Bu idare’nin başında Ankara’da ki Defterdar'a doğrudan bağlı olan muhasebeci bulunuyor. Kendisi mali işler konusunda çok ketumdur; ancak bu Sancağın gelirleri hakkında aşağıdaki bilgilerin oldukça doğru olduğunu sanıyorum”
1880 yılında Kayseri’nin ihraç ürünlerine bakıldığında cehrinin ekonomik bakımdan önemini sürdüğü anlaşılmaktadır. Öyle ki satış değeri açısından pastırma ve kitreden sonra cehri üçüncü sırada yer almaktadır. Bunun yanı sıra 1843’te gerçekleşen 300 tonluk ihracatın 1880 yılında 250.000 okkaya (yaklaşık 195 ton) düştüğü göz önüne alınacak olursa, ihracatta yaklaşık 1/3’lük bir azalmanın olduğu da anlaşılmaktadır. Ancak cehri, 19. yüzyılın sonlarında da üretim ve ihracatı azalmakla birlikte, Kayseri ekonomisi için önemli bir madde olma özelliğini sürdürmüştür. 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyıl başında cehri ile ilgili olarak salnamelerde bilgiler bulunmaktadır Ancak salnamelerde ki bilgiler cehrinin Sancak dahilindeki üretim ve ticareti konusunda ayrıntılı bilgilerden ziyade, bu bitkinin Kayseri’de yetiştirildiğini ifade eden genel bilgilerdir (Kocabaşoğlu ve Uluğtekin, 1998). 20. yüzyılın başlarından itibaren, cehrinin üretim ve ticaretine ilişkin durum değişmeye başlamıştır. Bu yüzyılın ilk çeyreğinde yapılan tarım sayımlarında konu ile ilgili bilgilere ulaşmak mümkün olmaktadır. Bu sayımlarda boya elde edilen bitkiler ayrı ayrı belirtilmemiş, bunun yerine “Sınai bitkiler” başlığı altında “Boya maddeleri” olarak ele alınmıştır.
20. yüzyılın ikinci çeyreğine ilişkin rakamlar 19. yüzyıldaki üretim ve ihracat rakamları ile karşılaştırıldığında, üretimin büyük düşüş kaydettiği anlaşılmaktadır. Aslında bu düşüş 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kısmen başlamıştır. Bunun nedeni ise cehriden elde edilen belirli renklerin kullanımındaki değişikliğin başlamasının yanı sıra, aynı zamanda benzer etkiye sahip ve daha ucuz maddelerin keşfidir. İngiliz tüccarları, teknolojinin gelişmesine bağlı olarak benzer özelliklere sahip boyayı daha ucuza elde etmenin yollarını bulunca, Kayseri yöresindeki cehriye olan talep yavaş yavaş azalma eğilimi göstermiş, buna bağlı olarak da üretim ve ihracat gerilemiştir. Cehriye olan talebin azalmasıyla birlikte fiyatlarda da düşüş başlamıştır. 19. yüzyıl ortalarından itibaren cehri ticaretindeki fiyatlara genel olarak bakıldığında durum şöyledir: 1857-1879 arasında fiyatlarda devamlı bir artış görülür: birinci kaliteden cehrinin okkası 1857’de 5 kuruş iken, 1864'e doğru 13 kuruş, 1870 te ise 22 kuruş olmuştur. Fakat anilin boyaların ortaya çıkması ile, 1873 ten sonra fiyatlarda bir gerileme başlar. 1880 yılına doğru tekrar 5-7 kuruş, 1895 te 3,5 kuruş, 1900 de 2 kuruş olmuştur. 1902 de ise en düşük seviyeye (1,75-1,5 kuruş) inmiştir.
SONUÇ
Cehri, 19. yüzyılda Kayseri’nin ekonomik yaşamında önemli rol oynamış bir bitkidir. Bu bitkinin üretimi, belirtilen dönemde, yılda ortalama 400 ton, kimi yıllarda ise 500 tonu aşmıştır. Ürünün büyük bölümünün ihraç edilmesi ve bundan elde edilen gelirin, 19. yüzyılda Kayseri ekonomisine ne ölçüde katkı sağladığı ise verilerde açık bir şekilde görülmektedir. İngiltere’nin bu bitkinin ihracatı ile ilgili olarak Kayseri’de bir ticari temsilcilik açması da konun önemini vurgulayan bir başka husustur. Cehri, yamaçlarda, taşlık alanlarda bile yetişebilmesinden dolayı, diğer tarım ürünlerinin üretilmesine fazlaca olanak tanımayan ya da tarımsal verim açısından yetersiz durumdaki Kayseri köyleri için 19. yüzyılda büyük bir gelir kaynağı olmuştur. Ancak gelişen teknoloji ile birlikte cehriden elde edilen boya maddesine eşdeğer kimyasal boyaların keşfedilmesi, zaman içinde bu ürüne olan talebi azaltmıştır. Azalan taleple birlikte, üretimin de gerilemesi ve fiyatların düşmesi sonucu, cehri tarımı büyük ölçüde terk edilerek, yerine başka bitkiler ekilmiş; mevcut cehrilikler yabanileşmiştir. Halen tarımı yapılmamakla beraber, eskiden kalmış kültür kalıntılarına tarla kenarlarında, bağlık yerlerde sık olarak rastlanmaktadır.
1834 Tarihli Kayseri Temettuât Defteri’ne Göre Kayseri Şehri’nde Mahallelere Göre Cehriliklerin Sayısı
Mahalleler Hane sayısı Cehrilik adedi
1. Hunat Mahallesi 388 22
2. Kürtler Mahallesi 184 10
3. Kalenderhâne Mahallesi 222 32
4. Hacı Kılıç Mahallesi 422 8
5. Yalman Mahallesi 86 8
6. Hasbek Mahallesi 239 20
7. Bozatlı Mahallesi 282 21
8. Taşgıncık Mahallesi 37 1
9. Bahçıvan Mahallesi 197 14
10. Gebe İlyas Mahallesi 264 24
11. Hamurcu Mahallesi 82 21
12. Mürekkebçi Mahallesi 54 2
13. Çakalöz Mahallesi 70 27
14. Câmi-i Kebir Mahallesi 32 13
15. Kapan Mahallesi 36 12
16. Hâcet Mahallesi 27 -
17. Sasık Mahallesi 21 10
18. Gürcü Mahallesi 3 4
19. Mumcu Halil Mahallesi 18 8
20. Köse Dânişment Mahallesi 26 5
21. Hacı İvaz Mahallesi 28 7
22. Şatırban Mahallesi 14 -
23. Emir Sultan Mahallesi 10 1
24. Hürrem Çavuş Mahallesi 10 1
25. Sultan Mahallesi 7 -
26. Tâcikızıl Mahallesi 18 2
27. Karakörükcü Mahallesi 76 18
28. Eski Bedestan Mahallesi 123 15
29. Gülük Mahallesi 117 15
30. Hasan Fakih Mahallesi 159 7
31. Cürcürün Mahallesi 49 6
32. Oduncu Mahallesi 60 4
33. Caferbey Mahallesi 170 19
34. Hacı Kasım Mahallesi 98 2
35. Lalapaşa Mahallesi 109 31
36. Hasinli Mahallesi 113 16
37. Konuklar Mahallesi 26 12
38. Tutak Mahallesi 29 15
39. Varsak Mahallesi 16 10
40. Deliklitaş Mahallesi 160 6
41. Şeyh Tâceddin Mahallesi 180 16
42. Hacı Veled Mahallesi 91 8
43. Hacı Arap Mahallesi 118 6
44. Baldöktü Mahallesi 34 1
45. Mükremin Mahallesi 89 9
46. Musa Gazi Mahallesi 57 4
47. Seyyit Gazi Mahallesi 38 16
48. Alacamescit Mahallesi 25 3
49. Tus Mahallesi 38 6
50. Hacı Mansur Mahallesi 33 6
51. Kale Sakinleri 50 10
52. Güherçileci Tâifesi - 1
Toplam= 4835 ² 535
Kaza ve Köyler Hane Sayısı,Cehrilik Adedi
Mahalleler Hane sayısı Cehrilik adedi
1. Erkilet Köyü 501 207
2. Molu Köyü 156 174
3. Oymaağaç Köyü 74 72
4. Süksün Köyü 32 27
5. Küçük Hacılar 5 4
6. Beydeğirmeni Köyü 4 5
7. Güllü Köyü 24 22
8. Bozca Köyü 62 81
9. Bayram Hacılı Köyü 46 35
10. Yuvalı Köyü 107 83
11. Yemliha Köyü 46 57
12. Himmetdede Köyü 15 14
13. Ömerli Köyü 14 9
14. Kalkancık Köyü 5 -
15. Ebiç Köyü 47 21
16. Dadağı Köyü 40 1
17. Mahzemin Köyü 104 89
18. Kemer Köyü 50 26
19. Emmiler Köyü 55 38
20. Taşan Köyü 34 21
21. Hırkalı Köyü 96 96
22. Gersun Köyü 35 27
23. Menteşe Köyü 51 59
24. Belviran Köyü 9 -
25. Büyüktaf Köyü 39 -
26. Küçüktaf Köyü 14 -
27. Döğer Köyü 11 -
28. Fehimli Köyü 21 -
29. Hasinli Köyü 30 -
30. Horan Köyü 53 -
31. Çevril Köyü 83 36
32. Kuşcu Köyü 91 7
33. Boyacı Köyü 69 18
34. Hasancı Köyü 36 26
35. Molla Hacı Köyü 50 28
36. Höbek Köyü 59 2
37. Kuşcagaz Köyü 27 1
38. Yüreğil Köyü 8 -
39. Obruk Köyü 32 17
40. Eyim Köyü 55 -
41. Kızık Köyü 96 42
42. Akin Köyü 33 24
43. Hasanarpa Köyü 8 1
44. Yazır Köyü 36 12
45. Vartan Köyü 15 14
46. Muncusun Köyü 74 19
47. Zirve Köyü 32 -
48. Saraycık Köyü 34 27
49. Karakaya Köyü 74 3
50. Silahtarlı Köyü 39 35
51. Çukur Köyü 90 17
52. Kenise Köyü 75 54
53. Küpeli Köyü 80 -
54. Amarat Köyü 67 28
55. Kermelik Köyü 51 2
56. Yağmurbey Köyü 11 -
57. Sultan Hanı Köyü 46 -
58. Palas Köyü 210 -
59. Sarımsaklı Köyü 322 -
60. Gergeme Köyü 102 -
61. Ulubürüngüz Köyü 207 7
62. Üskübü Köyü 49 1
63. Küçükbürüngüz Köyü 39 5
64. Ağırnas Köyü 145 10
65. Dimitri Köyü 164 91
66. Vekse Köyü 41 21
67. Isbıdın Köyü 110 69
68. Gömeç Köyü 72 14
69. Barsama Köyü 69 2
70. Mancısın Köyü 115 55
71. Gesi Köyü 153 48
72. Efkere Köyü 58 30
73. Nize Köyü 41 7
74. Darsiyak Köyü 99 17
75. Cırlavuk Köyü 225 33
76. Salkoma Köyü 67 1
77. Kuruköprü Köyü 45 3
78. Derevenk Köyü 2 1
79. İspile Köyü 41 -
80. Kumarlı Köyü 36 -
81. Tavlusun Köyü 233 13
82. Horsana Köyü 17 4
83. Cırgalan Köyü 66 8
84. Argıncık Köyü 58 -
85. Karahöyük Köyü 35 -
86. Dadasın Köyü 23 -
87. Salır Köyü 48 1
88. Germir Köyü 109 2
89. Ağcakaya Köyü 227 160
90. İstafana Köyü 99 15
91. Zincidere Köyü 48 13
92. Hisarcık Köyü 149 23
93. Kıranardı Köyü 84 49
94. Endirlik Köyü 22 15
95. Şeybarak Köyü 37 -
96. Tarafşin Köyü 93 -
97. Koccağaz Köyü 53 -
98. Mazrin Köyü 28 -
99. Yamaçlı Köyü 14 -
100. Susun Köyü 40 -
101. Kamber Köyü 41 -
102. Maracak Köyü 14 -
103. Kepez Köyü 31 -
104. Posatlı Köyü 75 -
105. Cebir Köyü 26 -
106. Çilmeze Köyü 23 -
107. Çölmekçi Köyü 28 -
108. Ardıç Köyü 15 -
109. Vengicek Köyü 24 -
110. Örencik Köyü 31 -
111. Sakaltutan Köyü 26 -
112. Dikir Köyü 23 -
113. Kiregit Köyü 31 -
114. Cücün Köyü 13 -
115. Kömür Köyü 20 -
116. Çöreğin Köyü 15 -
117. Sarımahmutlu Köyü 26 -
118. Süleymanlı Köyü 67 -
119. Kelkin Köyü 85 -
120. Tomarza Köyü 74 -
121. Elmalı Köyü 11 -
122. Kabaklı Köyü 17 -
123. Sürtme Köyü 63 51
124. Kızılviran Köyü 216 158
125. Büyükhacılar Köyü 430 31
126. Develi Karahisarı
Kasabası 868 -
127. Erdemesin Köyü 95 -
128. Keşlik Köyü 37 -
129. Kavak Köyü 14 -
130. Mavircan Köyü 30 -
131. Başköy Köyü 15 -
132. Kesteliç Köyü 42 -
133. Gördeles Köyü 33 -
134. Til Köyü 23 -
135. Kale Köyü 98 -
136. Şeyhşaban Köyü 67 11
Toplam= 9793 2550
Kaynakça;
1-) Mehmet Somuncu,''Cehri Üretimi ve Ticaretinin 19. yy. da Kayseri Ekonomisindeki Önemi''
Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 22, Ocak-Haziran 2004, ss. 99-125.
2-) Fotoğraflar: Google
0 yorum:
Yorum Gönder