Ayaş Turna Balığı Yakalama Yarışması

 Balık tutma merakım artık derneklerle tanışmam ile arttı. Sosyal medyadan sürekli balık yakalama yarışmalarını takip ediyordum,SİNABDER(Sincan Amatör Olta Balıkçılar Derneği) Ankara Ayaş Çanıllı Barajın da Turna balığı yakalama yarışması etkinliğini görmüş araştırıyordum.

İçerik baya dolu ödüller,madalyalar,kupalar,ve kamp ateşi olunca kamp havasında geçirmek ümidiyle planı kurmaya başladık.Mahalledeki arkadaş geldi aklıma ilk başta inat etse de aklını çelip ikna etmiştim.Tren istasyonuna gidip bileti kestirdik,ben eve geldim oltalar,iğneler,kamp malzemeleri derken iki çanta doldu.


    Tulum zaten yoktu bizde gece üzerimize kat kat t-shirt giyersek bide ceket ısınırız dedik.Bak bak kafaya bak.Sabah oldu tren istasyonuna geldik treni beklerken telefonları şarj ediyoruz ve tren saati geldi vagona bindik ama bizim yerler dolu bizim biletleri üç kişiye satmışlar koltuklarda da yaşlılar oturuyor kalk demekte olmazdı.Görevliye sorunca bizim biletler meğerse numarasız vagon biletiymiş.Kim önce gelirse otururmuş sanki dolmuşa biniyoruz çilemiz daha gitmeden trende başladı.İki vagonun birleştiği yere oturduk orada da tuvalet var arkadaş tuvaletin yanına oturdu ben karşısına ray sesleri gele gele,bizi tren kavisli yerlerde zıplatıyor.Sigara içmeye gelenler arada kapıyı açıyorlar rüzgar yiyorduk olay üstüne olay tuvalete gelenler arkadaşı eze eze içeri giriyor içerdeki sesler bizi gülmekten yıkıyordu ne yediyse çıkınca kokusu da cabası o an trenden atlamak istedik sonra başka vagona geçtik zaten yer yok orada merdivende biraz uyumuştuk uyanınca canımız sıkılıyor 7 saat yolculuk bitmiyor arkadaş başladı şarkı söylemeye yarım saat sonra görevli geldi''sus yeğenim millet rahatsız oluyo'' diye uyarınca yolcular ''söyle oğlum söyle'' demişti.Hatta istek parçada istemişlerdi ve amcanın biri yanımıza geldi.Başladı muhabbete oda balıkçıymış ininceye kadar onu dinledik bizi gideceğimiz baraja giden servise bindirdi bir saat de servis sürdü baraj uzak diye bizi indirdiler baraja kadar gitmiyormuş, otostop çekmeye başladık.Bir süre sonra süt arabası durdu önde yer olmadığı için arka kasasına bindik araba gittikçe sütler dökülüyor esen rüzgarı da yiyorduk.Ankara'nın %60 süt ihtiyacı Ayaştan karşılanıyormuş yarım saat sonra arabanın kasadan indik üzerimiz ekşimiş süt kokuyordu.


     Barajı bulduk ama bu seferde kamp alanı barajın diğer ucunda mecbur yürüyecektik arkadaş inat etti ''yeter bu kadar rezillik beni kimse götüremez '' dedi oturdu.Arabada geçmiyor ki binsek ikna ede ede bir saat gibi bir sürede baraj çevresinde yürüdük ve ayaş Çanıllı Barajı kamp alanına geldik yorgun bitkin ve açtık yemek için Kayseri BİM den konserveleri doldurduk sanki Ankara'da yoktu neden bunu yapmıştık o anki ruh hali tamamen.Ben çadırı kurdum oda çadıra girip sera gibi sıcak çadırda yorgunlukla uyudu.Kuru dallar topladım taşlardan ocak yapıp konserveleri ısıttım.Arkadaşı uyandırdım yemekleri yedik ve yarışmaya kayıt yaptırmaya gittik.Katılım belgesi bile verdiler hırs yaptım o kupa bizim olacaktı.Çöp toplama faaliyeti,çocuklar için balonlar,sokak oyunları ve kamp ateşi için odunlar getirdiler.


    Akşam oldu ateşi yaktılar Ankara ayazı da kötüymüş.Kaşıklı bir grup Ankara oyun havası oynadılar bizde ortada döndük biraz ve sabah erken kalkılacaktı herkes karavanla,arabalarıyla gelmiş çadırı olanlarında tulumu vardı.Bizde bizim çadıra girdik t-shört leri kat kat giydik marul gibi olmuştuk fakat üşüyorduk tahmin ettiğimiz olmadı kat kat giymek bizi üşütüyor çünkü doğru kıyafetle gelmemiştik evde olanları basmıştık çantalara ,alttan da yiyorduk soğuk mat bile yoktu ciğerlerim dondu resmen,kıvrana kıvrana dişler titreyerek uyuyamıyorduk ah o ateş sönmese yanında yatardık.Arkadaş bana yine kızıyordu.Saat 05:00 da kalktık ateş yakan diğer yarışmacılar gördük yanlarına gidip ısındıktan sonra biraz olsun kendimize geldik 05:30 da yarışma başladı bot ve kıyı olmak üzere iki kategoride düzenlemişler.Oltaları atıp atıp çekiyorduk bir saat oldu oltaya daha gelen bir şey yoktu.Arkadaş elimden aldı oltayı oda bir saat denedi sırayla at çek yapıyorduk zaman daralıyordu botlar da yarışanlar baya yakalamıştı kıyıdakilerin şansı bota göre daha azdı.


    Bizim oltaya sürekli yosun takılıyordu ve bir tane bile balık tutamadan saat 11:30 yarışma bitti.İmrene imrene madalya ve kupa alan diğer yarışmacıları izledik botlardaki yarışmacılar baya yakalamış.Ödül töreni de bitince yavaş yavaş toplanma zamanı geldi.Başladık dönüş yoluna otostop çekerken emekli bir uzman çavuş durdu tren istasyonuna kadar bıraktı bizi.Bu sefer aynı hatayı yapmadık bilet gişesine sorup numaralı vagon bileti aldık ellerde oltalar çantalar garip bakışlar içinde balık tutamadan elimiz boş Kayseri'ye geri döndük.Tek tesellim Yaban Tv-Tatlı Su Balıkçısı programını çeken Turgay İnanç'la tanışma fırsatım olmasıydı.


 

0 yorum:

Yorum Gönder